Sanırım dünyada insanoğlunun ilk hediyesiyle tanıştığı gün dünyaya geldikten sonra, malum anne ve babanın katkılarıyla düzenlenmiş olan ilk doğum günü partisinde dir.Yani şu inkar edilemez bir gerçektir ki hediye almaya bebek yaşta başlamışızdır ve sonrasında da her özel günümüzde ister istemez hediye konusunda bir beklenti içerisinde olmuşuzdur ve bizler büyüdükçe hediyelerin tarzları da bizlerle birlikte büyüyüp şekil değiştirmeye başlamıştır.
Muhtemelen bir çoğumuz ilk çiçeklerimizi sevgililerimizden almışızdır ve bundan dolayı çiçeğin taşıdığı anlam bizler için çok değerlidir. Özellikle doğum günlerinde gelen hediyeler arasında en çok merakla beklediğimiz özel kişiden gelen hediye değil midir?. Bir buket gül yüzümüzde güzel bir tebessüm oluşturmaya yeterli bir özelliktedir ve başka hediyelerle de kıyaslanamaz çünkü taşıdığı anlam çok büyüktür.
Ve gelelim çiçeklerin hayat süresine “her güzel şey kısa sürer” misali, maalesef çiçeklerin ömürleri de kısa sürer. Bir kelebek düşünün; nasıl da benzer renkleriyle çiçeklere, nasıl da güzeldir kanatlarındaki renkler bakmaya doyamazsınız ama onun ömrü de 1 gün kadar kısadır fakat çiçeklerin çok büyük bir farkı vardır Kelebeklerden. Solduktan sonra tekrar saklayabiliriz Hatta sonbaharı andırır. Çiçeklerin rengi solduktan sonra farklı bir haz duygusu yaşatır insana…
Kısacası her hediyenin, alan kişi ya da kabul eden kişi tarafından bir değeri vardır ama varolan bir gerçek de şudur ki; Çiçeğin yeri diğer hediyelerle kıyaslanamaz, kişi üzerindeki yaratığı hissiyat paha biçilemezdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder